Müfettiş – N. Gogol

Müfettiş, devletin verdiği yetki ve imkânları korku ve aldatmacalar ile kişisel çıkarları için kullanmayı alışkanlık edinen bir kaymakamın, bu rutininin verdiği tedirginlikler yüzünden kasabaya gelen sıradan bir memurunu kendilerini denetlemeye gelen bir müfettiş zannetmesi ve etrafındakileri ile birlikte mevcut düzenini korumak ve zarar görmemek için harekete geçmesi üzerine gelişen olayları konu alır.

Mizahi nitelikli ve oldukça sade bir anlatım tarzına sahip olan oyunun yazım aşaması yıllar sürmüş, sahnelenmeye başlamadan önce dönemin despotik yönetim anlayışının sansürlemesi ile karşı karşıya kalmış ve perde alabilmek için Çar’ın onayına sunulmuş. Yine de tüm bunlar oyunun bürokrasinin ileri gelenlerince ağır eleştirilere maruz kalmasını ve yazarın ülkeyi bir süre terk etmek zorunda kalmasını engelleyememiş.

Oyunda, verilmek istenen mesajları taşıması için farklı kıdemlerde memurlar, esnaflar, sıradan taşra insanları ve uşaklar gibi toplumun birçok kesiminden temsilciler vardır. Kaymakam rüşvet sever, eşi bu duruma ses etmez; yargıç mahkeme salonlarını kendi mülkü gibi kullanır, esnaflarsa yolsuzluk fırsatları arar.

Ancak sözde müfettiş geldiğinde başta kasabanın önde gelen idarecisi kaymakam olmak üzere karakterler göründüğünden daha cefakârdır; hatta mağdurdur. Kaymakam yetersiz imkânlara rağmen gece gündüz çalışıyordur, yargıcın işleri haddinden zordur, esnaflar ise bin bir güçlükle kazandığını memurlara rüşvet veya bağış olarak vermek zorunda kalıyordur. Görünürde herkes kendi ayıbını örtmeye çalışmaktadır.

Kasabaya gelen sözde müfettişin ise onlardan az kalır yanı yoktur. Kumar alışkanlığı yüzünden bir türlü cebinde para tutamayan karakter, bu yanlış anlaşılmadan yararlanmasını iyi bilir. Sözde konumunun ona verdiği gücü de kullanarak çeşitli bahanelerle herkesten paralar toplar. Bu sırada kaymakamın kızını da ayartan sözde müfettiş, kendisine yaranmaya çalışanların gözü önünde bir daha dönmemek üzere kasabayı terk eder. Yakında geri döneceğini zanneden ardındakilere ise unutamayacakları bir ders vermiş olur. Tüm bu planını hayata geçirirken tadını çıkarmaktan da kendini alamaz.

Gogol’a ait okuduğum ilk eseri olan bu klasik, bazı yönleriyle bana Şener Şen’in başrolünde olduğu ve en sevdiğim Türk filmlerinden biri olan “Namuslu” filmini hatırlattı.

Metinden:

“Yüzün çarpıksa, aynayı suçlama”

                                               Rus Atasözü

Yorum bırakın