19.yüzyıl dönemi, gerileme sürecinde olan Osmanlı Devleti için azınlık isyanları giderek arttığı, doğuda ve batıda askeri üstünlüğün git gide kaybedildiği, hazinenin ise içerden ve dışardan aldığı borçları çeviremediği bir dönem olmuş. İlk kez bu dönemde “hasta adam” nitelendirilmesinin kullanıldığı Osmanlı için kurtuluş reçetelerinden birisi Tanzimat Fermanı’nı ilan etmek olarak görülmüş ve dönem içerisinde yapılan en önemli işlerden birisi ekonomiyi düzeltmek için yerli sanayiye yatırım yapmak olmuş.
İzmit Çuha Fabrikası veya bir diğer adıyla Fabrika-i Hümayunu bu dönemde inşa edilen kumaş fabrikalarından biri olmuş. Yapımı beş yıl süren fabrikada üretim yapılması için gerekli olan makine ve teçhizatlar Avrupa’dan getirtilmiş. Bir yün kumaşın dokunması sürecinde gerekli her türlü tesisin ve makinenin bulunduğu fabrika, dönemin en modern makine ve teknikleri ile üretim yapmaya başlamış.
Askeri kıyafetlerin imalatında gerekli olan dokuma kumaşların yurtdışından ithal edilmesi yerine yurtiçinde üretilmesi amacıyla kurulan fabrikanın gelir getiren bir müessese haline getirilip, ülkenin sanayileşmesine katkı sağlaması beklenmiş. Ayrıca, bu kumaşlar için harcanacak olan dövizin yurtiçinde kalması hedeflenmiş.
Binlerce işçi ve onlarca memur için iş imkanı yaratılan İzmit Çuha Fabrikası’nın kurulduğu ilk yıllarda yetişmiş eleman yokluğu nedeniyle bir çok işçi ve özellikle de ustalar Avrupa’dan getirtilmiş. Getirtilen işçi ve ustalar arasında zanaatlarını paylaşıp alttan işçi yetiştirenlere ise ekstra ücretler verilmiş. Böylece ilerleyen yıllarda ayrılan ustalar yerine, Osmanlı tebaasına mensup işçilerin yerini alması sağlanmış.
Fabrika ilk kurulduğunda bir İngiliz tarafından yönetilse de; fabrikanın yönetici ve memur kadrosu Türklerden seçilmiş ve kuruluşundan kısa bir süre sonra önce hazineye, ardından da askeri idarelere devredilmiş.
Fabrikada yalnızca askeri kıyafetlerin kumaşları üretilmekte kalınmamış; kilim ve fes gibi ürünler de imal edilerek İstanbul ve diğer büyük yerleşimlerde bulunan çarşılarda İngiliz, Fransız ve İtalyan kumaş ve tekstil ürünlerine karşı kaliteli ve daha uygun ürünler sunmaya başlanmış ve yerli tekstil ürünleri öne çıkmaya başlamış. Ayrıca, fabrikada üretilen ürünler zaman zaman Londra ve Paris gibi Avrupa’da açılan uluslararası sergi ve fuarlarda sergilenmiş; hatta fabrika bazı ürünler ile ödüller kazanarak Türk malının uluslararası arenada prestij kazanmasına katkıda bulunmuş.

İşçilerinin günde yaklaşık 10 saat olmak üzere haftada 6 gün çalıştığı tesis, 93 Harbi ve Balkan Savaşlarında ihtiyaç duyulan kumaşların önemli bir bölümünü üreterek git gide önem kazanmış ve 1910 yılında kapasitesi artırılmış. 1.Dünya Savaşı’nın başlaması ile de stratejik bir üretim tesisi halini alan İzmit Çuha Fabrikası orduya alınan yeni er ve subayların üniforma ihtiyaçlarını karşılamak için geceli gündüzlü faaliyette bulunmuş.

Öneminin İngiliz İstihbaratı tarafından anlaşılması sonucu, Kurtuluş Savaşı’nın fiilen başlamasının hemen öncesinde İngilizler tarafından bombalanmış ve büyük ölçüde kullanılamaz hale gelmiş. İhtiyaç duyulan üniformaların kumaşları ise çok daha yüksek maliyetlerle İngiltere ve İtalya’dan getirtilmek zorunda kalınmış.


Günümüzde askeri bölge içerisinde kalan İzmit Çuha Fabrikası Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile kültür varlığı olarak tescillenmiş ve turizme kazandırılması için çalışmalar yapılmaktadır.
Referanslar:
Bugün Kocaeli Gazetesi 2018. Sanayi Tarihinin Kalbi Kartepe Çuha Fabrika-i Hümayun’dur. [online]
Karavar, H., 2006. OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E İZMİT ÇUHA FABRİKASI. T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ.
Mustafa; KUZUCU, K., 2016. 19. Yüzyılda Osmanlı sanayileşmesi sürecinde kurulan devlet fabrikaları: Bir envanter çalışması. OTAM
Özdil, Y., 2020. Son Cüret. 1st ed. İstanbul: SİA KİTAP.