Müzikle ilgili şaşırtıcı şeyler duymaya devam ediyorum. Müziğin geçmişten beri mental ve fiziksel hastalıkların tedavisinde kullanıldığını, hatta bunun günümüzde modern tıp tarafından git gide daha da kabul gördüğünü biliyordum. Ancak, geçenlerde müziğin beyne giden kan ve oksijen miktarını artırabildiğini, kalp atışı ve nefes alma hızını doğrudan etkileyebildiğini, hatta hafızayı güçlendirebildiğini duyduktan sonra ben de müziğin etkilerinden bahsetmek istedim.
Ses ve müziğin üzerimizdeki etkisi her yönüyle harikulade ve bu etki aklımıza gelebilecek her yerde kullanılıyor. Müzik, alışveriş sırasında perakende mağazaların müşterilerini teşvik ederek satışlarını artırmasını sağlarken, korku filmlerini daha korkunç, markaları ise daha akılda kalıcı yapıyor. Bu örneklere yüksek frekanslı polis ve ambulans sirenleri gibi en uzak noktalardan kişiyi uyaran ve harekete geçirebilen sesleri de eklemek mümkün.
Her gün dinlediğimiz müziklerin de tesir yönüyle yukarıdaki örneklerden bir farkı yok elbette. Kısa bir araştırma ile sade ve temposu git gide artan melodilerin, kompleks yapıda olan veya ağır melodilere oranla daha pozitif ve keyif verici olduğuna dair görüşlere ulaşabilirsiniz. Bunun yanında, yine genel olarak hard rock ve heavy metal tarzda müziklerin kişileri depresif bir havaya sokma eğilimi var iken, soft rock, klasik müzik ve pop tarzda müziklerin pozitif duyguları tetiklediğine dair bulgular sunan çalışmalar var.
Peki, radyodan, televizyondan ya da bir kafede otururken dinlemiş olalım fark etmez; ruh halimizi doğrudan etkileyebilen müziğe, özellikle de negatif yönde etkileyebilen müziğe karşı farkındalığımız ne durumda? Konuyu somutlaştırmak için kendi yorumlarımla birkaç popüler örnek parça paylaşıyorum. Örnekleri sıralarken en bariz seviyede karamsar müziklerden başlayıp, geri planda içi daha kapalı olan parçalara doğru gideceğim.
- Look on Down From the Bridge – Mazzy Star
Bir animasyon dizisinde karşılaştığım bu parça batı ülkelerinde esasen cenaze törenlerinde yaygın olarak çalınıyor. Parçanın oldukça yavaş tonda ve hüzün dolu olduğu zaten oldukça net. Esas sorun ise dinleyicinin bu ve benzer parçaları sürekli dinleme ihtiyacı hissedebileceği ve her dinlediğinde hüzünlü, insanları kendinden uzak, yalnız, özlem dolu ve umutsuz hissedebileceği. Bir kez dinlemeniz yeterli.
2. Black – Pearl Jam
Black, müzik temposunun git gide arttığı bir parça olsa da derin bir karamsarlık, kendine ait olduğunu düşündüğünü ilelebet kaybetme ve bununla yaşamanın vereceği mutlak acı temasına sahip. Her yaştan dinleyici için devamlı dinlemenin psikolojik yönden zarar verici olabileceğini düşünüyorum.
3. Cold Desert – Kings of Leon
Solo gitarı için yıllardır dinlediğim parçalardan biri olan Cold Desert, karşı konulamayacak uzun bir bekleyişin birliktelik ile nihayete erme arzusunu yorumluyor. Yalnızca arzusu gerçekleşirse yalnız hissetmekten kurtulacağı anlatan parça, aslında bunu dile getiremediğini ve kimsenin de neler hissettiğini bilmediğini anlatıyor.
4. Sail Away – David Gray
Durağan bir tempo halinde söz ve müziğin bir harmoni içinde dinlendiği Sail Away’de ise müzik ne kadar yumuşak ve berrak olsa da içinde sevdiğini kaybetme, yalnızlık, pişmanlık ve bugün elinde kalanların artık bir değeri olmadığını yansıtan ve aslında son derece demoralize etme potansiyeli olan ve durgunlaştıran bir tema var.
5. Losing my Religion
Grammy ödüllü bu örnek ise oldukça güçlü, nispeten yüksek tempolu bir parça ve neresinden dinlemeye başlarsanız başlayın sonuna kadar etkisine altına alıyor.
Losing my Religion sanılanın aksine dine olan inancı kaybetmeyi değil; hayal edilen aşka olan inancın kayboluşunu anlatıyor. Parçanın sözlerinde geçen aşk, karşı tarafa duyurulamayan, fark edilmesi için çaba sarf edilen; hatta karşı tarafın da kendisi için aynısını yapmaya çalıştığına inanılan ama yine de sonuçsuz kalan bir aşk. Tüm bu yoğun duyguların ardından geriye kalan ve dinleyiciye aksettirilen ise umutsuzluk ve çaresiz bir ruh hali. Parçanın melodisi de bence bu ve benzer duyguları kuvvetle destekliyor. Video klibin başında ve sonunda statik halde duran bardağın kendiliğinden düşmesi gibi örnekler de bu duyguları yansıtıyor.
Yukarıda bahsettiğim sebeplerle aslında bu ve bunun gibi müzikleri bilinçle dinlemek gerektiğini veya bunları dinlemek isteyip istemeyeceğimizi düşünmekte fayda olduğunu düşünüyorum.
İnsan algı ve psikolojisi çok çeşitli ve değişken. Bahsettiğim örnekler elbette yoruma açık ve hepsi için aynı düşünceleri paylaşmayabilirsiiniz. Ancak örnek verdiğim bu beş parçanın ne kadar kaliteli olduğuna bakılmaksızın, videoları altındaki dinleyici yorumlarını incelerseniz genellikle negatif, mutsuz, umutsuz, geçmişe dönük yoğun özlem ve karamsar düşünceler okuyacaksınız. Bunun daha da kötüsü dinleyiciler bu müzik ve benzerlerine yönelik bir müzik zevki geliştirebilmekteler. Sürekli dinledikleri bu parçalar ile benzer his ve duygularını yaşamaya çalışmakta ve bu parçalara bağlanarak olumsuz duygu ve anılarını taze tutmaktalar.
Sanatçı her türlü duygu ve düşünceyi serbestçe yansıtma ve yorumlama ehliyetine sahip. Ancak benim itirazım eserin dinleyiciye zarar verdiği yerde başlıyor. Sözlerini anlayarak ya da anlamayarak dinlediğimiz bazı müzikler, bir yandan dinleti keyfi verirken bir yandan da dinleyiciler üzerinde zarar verici psikolojik etkiler bırakabiliyor…
Elbette bu parçaları dinletip okuyucuyu bırakmayacağım. Şimdi biraz da pozitif, anı güzelleştiren bir-iki örnek paylaşıyorum. Fazlasına gerek yok, herkes kendisi için iyi müziği bilir zaten!
Muhtemelen hiç bilmediğiniz bir dilde dinlediğiniz bir parça sizi rahatlatabilir mi?
- Puur Op Het Gevoel
Nakaratı içinde füze ve ordu kelimeleri geçen, video klibinde ise tanklar, silahlar, mermiler ve bombalar bulunan bir müziğin negatif duygular yüklü bir müzik olduğunu tahmin ederdiniz değil mi?
2. You are in the Army now – Status Quo
Şu notu da ekleyerek yazımı bitirmek istiyorum. Bazen son paylaştığım müzikler gibi yukarıda tanımladığım pozitif yönlü müzikler de kişiyi hüzünlendirebilir, enerjisini düşürebilir. Çünkü müzikler de zaman zaman tıpkı mekanlar veya kokular gibi kimi güzel ve geri getirilemeyecek anıları zihnimizde canlandırabilir. Ancak biz yine de bizi iyi hissettiren ve güzelleştiren pozitif müziklerden sapmayalım!