Cumhuriyeti Getiren Zaferler

Bu yıl pandemi gerekçesiyle kutlamalarına kısıtlı olarak izin verilen 30 Ağustos Zafer Bayramı’na adını veren Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi hakkında hatırlanmasını istediğim bazı bilgiler paylaşmak istiyorum.

Zaferle sonuçlanan ve İtilaf Devletleri arasında görüş ayrılıklarına sebep olan Sakarya Meydan Muharebesi sonunda bağımsızlığımızı tehdit etmeye devam eden düşman askerlerini Anadolu’dan çıkartmak için kesin bir taarruza ihtiyaç duyuldu.

Sakarya Meydan Muharebesi sonrası yaklaşık bir yıl boyunca hazırlık yapılan bu süreçte seferberlik ilan edilip Türk Halkı’nın elinde mevcut kalan, Türk Ordusu’nun faydasına kullanılabilecek neredeyse tüm araç ve gereçlere el konuldu. Ayrıca, Çarlık Rusya’sından mali yardım alındı ve Anadolu’dan çekilen Fransa’dan silahlar satın alındı. Yine de eldeki mevcut silah ve cephaneler Büyük Taarruz için yetmedi. Savaşın henüz başında başlattığımız ağır topçu ateşi ile su gibi akıp giden cephanemizin sınırlı olduğuna dair uyarılar yapan subaylara “Tek mermi kalıncaya kadar ateşe devam edilecektir. Cephane ikmalimizi düşmandan yapacağız” diye cevap vererek kararlılığını gösteren Gazi Mustafa Kemal; aynı kararlılığı savaştan kesin sonuç alınması için muharebenin son gününde süngü savaşlarına giren kahraman Türk Askeri’nden de gördü.

Ustaca planlanması sayesinde daha muharebelerin başında Yunan Ordusu’na karşı üstünlük sağlanmış olsa da, savaşın kazanılmasını sağlayan bu üstünlüğün korunması düşmanın çevresini sarmayı başaran on birinci tümen komutanı Derviş Paşa, Kolordu Komutanı Kemalettin Paşa ve oldukça stratejik bir nokta olan Çiğiltepe’yi söz verdiği sürede ele geçiremediği için bu duruma dayanamayıp intihar eden Reşat Paşa gibi kahraman subaylar sayesinde oldu.

Afyon Büyük Taarruz Şehitliği

Muharebenin son günü -ki bu gün Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırılır- hâlihazırda çembere alınmış ve karşısında avantaj sağlanmış olan düşman askerinin bir bölümü bu sarmaldan kaçmayı başarıp Yunan Ordusu’nun merkez birliği olan Uşak Bölgesi’ne doğru geri çekilince harekâtın başarısının yarım kalma riski doğdu. Bu sırada, bölgedeki köylerin asayişini korumak ve düşman ordusunun tüm direncini kırmak isteyen Mustafa Kemal öncü birliklerin başına geçerek harekâtı bizzat yönetti ve kesin bir zafer kazanarak Yunanlıların Anadolu’daki gayrimeşru varlığının son günlerinin geri sayımını başlattı. Bu haliyle 30 Ağustos’ta kazanılan muharebe, yakın tarihimizin en büyük zaferlerinden biri oldu.

Gazi Mustafa Kemal muharebelerden sonra tarihe şu sözleri not ettirdi: “Harpler ve meydan muharebeleri yalnızca iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Meydan muharebesi, milletlerin bütün varlığıyla ilim ve fen alanlarındaki seviyeleriyle, ahlakları ve kültürleriyle, kısaca bütün maddi ve manevi kudret ve faziletleriyle çarpıştığı bir imtihan alanıdır. Bu sebeple meydan muharebesinde yenilen taraf, milletçe ve memleketçe bütün maddi ve manevi varlığı ile mağlup edilmiş sayılır.

Efendiler! Türk vatanını fethetmek düşüncesini, Türk’ü esir etmek hayalini genel bir düşünce haline koymaya çalışanların da layık oldukları akıbetten kurtulamamış olduklarını gözlerimizle gördük.

Efendiler! Milli tarihimiz çok büyük ve çok parlak zaferlerle doludur; fakat Türk Ulusunun burada kazandığı zafer kadar, Cihan tarihine yeni akım vermekte kesin tesirli bir meydan muharebesi hatırlamıyoruz. Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk Devleti’nin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada kuvvetlendirildi, ebedi hayatı burada taçlandırıldı. Bu alanda akan Türk kanları, bu gökte uçan şehit ruhları, Devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi koruyucularıdır”.

Türk Kurtuluş Savaşı’nda Türkiye Cumhuriyeti için fedakârca savaşan tüm kahramanları saygıyla anıyorum.

Yorum bırakın