Gelecek yönetmemiz gereken belirsizliklerle doludur. Bugün veya gelecekte yaşanabilecek olayların iş hayatımızda, bireysel veya toplumsal yaşamımızda dolaylı ya da doğrudan sebep olabileceği olumlu veya olumsuz sonuçlarla karşılaşmamız kaçınılmazdır. Bu yüzden, birçoğumuz gelecekte nelerle karşılaşabileceğimizi öngörmek ve buna uygun önlemleri önceden almak isteriz. Senaryo analizi bu ihtiyaca cevap verme potansiyeli olan ve bir dizi kurala haiz titiz bir analiz, bir süreç olarak karşımıza çıkar. Burada paylaşacağım senaryo analizi veya diğer bir adıyla senaryo geliştirme, Hassasiyet Analizi ve Excel gibi 3.parti yazılımlarda kullanılan Senaryo Analizlerinden farklıdır.
Gelecekte yaşanması mümkün olabilecek önemli olaylar zincirini ortaya çıkarma amacı olan senaryo analizi temelini sezgisel mantıktan alır. Şöyle ki, herhangi bir konu üzerinde yapılması planlanan bir senaryo analizi, tercihen konu ile belli bir bilgi birikimi olan katılımcılar ile detaylı bir araştırma süreci (yazılı güvenilir kaynaklar, resmi istatistikler, mülakatlar vb.) sonrası şekillenir. Bu ilk aşamada, ileride karşı karşıya kalınması mümkün senaryoların tümünde ortak olarak değerlendirilmesi gereken odak noktalar ve konuya ilişkin paydaşlar netleştirilir. Bu sayede analizi yürütecek katılımcılar çalışmanın sınırları çerçevesinde konu ile ilgili oluşabilecek muhtemel etken ve gelişmeleri kendi bakış açılarıyla ekip içerisinde sırayla ve mümkün olduğu kadar eşit sürelerde tartışır ve bunlar kayda alınır.
Örneğin, Türkiye’de Covid-19 salgını ile birlikte eğitim öğretim sektörü için kısa-orta vadeli stratejik planlama amacına hizmet eden bir senaryo analizi yapan ekipte olalım. Senaryo analizinin temel taşı olan muhtemel etken ve gelişmelerin (literatürde driving force olarak adlandırılır) küçük bir bölümü şu şekilde olabilir.

Covid-19 salgını ile birlikte oluşan derslikte eğitim-sosyal mesafe kısıtlamalarının beklenen etkileri yukarıdaki gibi neden-sonuç ilişkisi içerisinde belirlenir. Her bir etken veya gelişme genellikle bir sonraki etken veya gelişmeye sebep olur. Bir etken birden fazla etkene bağlanabilir ki yetkin çalışmalarda bu oldukça sık görülür. Yukarıda oldukça sınırlı bir bölümünü paylaştığım tüm bu etkenler oldukça mümkün olduğunca objektif ve detaylı olarak düşünülüp, artırılmalı; sebep-sonuç ilişkileri ekip içinde kollektif olarak kabul edilmelidir. Böylece ortaya çıkabilecek sübjektiflik azalacak ve oluşturulacak senaryoların tutarlılığı artacaktır.
Dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta yukarıda örneği gösterilen etkenlerin direkt olarak bir sonucu çağrıştırmaması gerektiğidir. Örneğin Türkiye’de Covid-19 salgınına müdahale etmek isteyen yetkili mercilerin kısa ve orta vadede yaşanabilecek toplumsal gelişmelere yönelik bir senaryo analizi talep ettiğini ve yukarıdaki gibi etkenlerin oluşturulmaya çalışıldığını varsayalım.

Oldukça çarpıcı olan bu örnekte Yeni Koronavirüs Hastalığı’nın aşısının bulunması ve bu duruma bağlı sonuçlar gözükmektedir. Senaryo analizinin prensiplerine göre yukarıda yazılı maddelerin hiçbiri etken/gelişme değildir ve süreçteki ileri aşamalar için kullanılmamalıdır. Buna göre hastalığın tedavisi için aşı bulunmakta ve onu takip eden gelişmeler tahmin edilmektedir ancak dikkat edilirse burada gelecek bir şekilde direkt olarak öngörülmektedir ve ekip içerisinde etkin bir tartışmaya dahi gerek kalmadan sonuçlara gidilmektedir. Kişisel tahminleri andıran bu durumlar gerçekleşse bile zaten sonuçları büyük ölçüde öngörülebilir bu etkenlerin ve buna bağlı oluşturulacak senaryoların karar vericiler için kayda değer bir faydası olmaz. Bu nedenledir ki ortaya çıkarılan etkenler/gelişmeler herhangi bir şekilde eylem ifade etmemelidir.
Sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ortaya çıkan tüm etkenlerin ortaya çıkarabileceği genel sonuçlar (baskın etkenler) kendi içlerinde uygun şekilde kümelenir. Yine bir örnek üzerinden gidecek olursak, aşağıda İskoçya’nın uzun vadeli ekonomik kalkınması için stratejik planlamaya katkı sunması beklenen bir çalışma için yukarıdaki aşamalar sonunda bulunan etkenler/gelişmeler dört ayrı sonuçta baskın etkenler olarak kümelenmiştir.
Not: Genellikle maksimum on-on iki adet olarak önerilen bu baskın etkenler, içinde bulunduğum çalışmanın kapsamı gereği dörtte bırakıldı.

Buna göre, İskoçya’nın uzun vadeli ekonomik kalkınmasında yararlanılacak olan stratejik planlamaya katkı sunması için yatırım yapılmayı bekleyen yenilebilir enerji, yabancı sermaye sorunu, göçmen sorunu ve yaşlanan nüfus kaynaklı sağlık sistemi üzerindeki fiskal baskılar olmak üzere dört ana baskın etkenler kümesi oluşturulmuş. Fikir vermesi açısından, tüm bu etkenlerin [çalışmanın yapıldığı sırada] yaklaşan Brexit çerçevesinde değerlendirildiğini söylemeliyim.
Bu aşamada bulunan dört ana etken kümesinin gelecekte ortaya çıkarabileceği tüm olağan ve ekstrem sonuçlar ekip içerisinde tartışılmış ve betimlenmeye çalışılmıştır. Tartışılan bu sonuçlar görece daha subjektif olsa da farklı perspektifler ile en geniş anlamda ve mantık çerçevesinde olasılıklar belirlenmeye çalışılmıştır.
Örneğin, dört numaralı “ulusal sağlık sistemi üzerindeki mali baskı” isimli baskın etkenin tahmin edilen olağan ve ekstrem sonuçlarından (olasılıklardan) bazıları;
- Tedavi olması gereken hastaların artan bekleme süreleri
- Olması gereken standartlarda sunulamayan tedaviler
- Diğer Birleşik Krallık ülkelerinden yardım talebi ve borçlanma
- Sağlık çalışanların için yetersiz mali şartlar ve kısmi beyin göçü
- Negatif ülke imajı.
Sonuçları irdelenmeye çalışılan bu dört ana faktör, yine sonuçları çerçevesinde aşağıda görselini paylaştığım “etki düzeyi-tahmin edilebilirlik matriksi” üzerinde ekip içinde değerlendirildi.

Etki düzeyi-tahmin edilebilirlik maktriksinin kullanım amacı geleceğin içerdiği belirsizliğe yoğunlaşarak etki düzeyi en yüksek iki ana faktörü seçebilmektir. Yukarıda paylaştığım dört ana etken kümesinin sonuçları ile yapılan değerlendirmelere göre en yüksek etki ve en çok belirsizlik içeren iki ana etken kümesi, “Azalan Sermaye Akışı” (Brexit sonuçları sebebiyle) ve “Ulusal Sağlık Sistemi Üzerindeki Mali Baskı” olarak bu ana etkenlerin olağan ve ekstrem sonuçlarının dört farklı senaryoda oluşturulması için ekip tarafından seçildi ve aslında senaryoların iskeleti belirlenmiş oldu.
Not: Yüksek belirsizlik ve görece önemli etkileri olabileceği tahmin edilen 3.cü bir faktör var ise o da senaryolara dahil edilebilir. Örneğin revize edilen göçmen politikasının sonuçlarının da gelecek için etkisinin yüksek olacağı öngörülüyorsa senaryolar için bu tahminler de dâhil edilebilir. Bu çalışmada da öyle oldu.

Bu iki ana etmenin olağan ve ekstrem sonuçları bir kural içerisinde, iyi ve kötü sonuçlarıyla (sıralama görseldeki gibi aynı düzende olmak zorunda değil) tutarlı şekilde ve muhtemel bir kronolojik sıralama ile dört farklı senaryo oluşturulur. Örneğin birinci senaryo, seçilen ana etkenlerin ortaya çıkarabileceği olumlu olaylar baskın bir senaryo iken, bir başka senaryo bu ana etkenlerin gelecekte karşımıza çıkarabileceği olumlu ve olumsuz “dengeli” bir senaryo olacaktır. Artık senaryolar, hikaye tarzı bir anlatım ile finalize edilmeye hazırdır.
Son olarak, senaryolar içerisinde oluşabilecek tutarsızlıklar söz konusu olursa önceki aşamalara geri dönülebilir. Bu husus yalnızca son aşama için değil, çalışmanın kapsamının revize edilmesi gibi ihtiyaçların ortaya çıkması gibi durumlara karşı her aşamada geçerlidir.
Yukarıda bir kısmını gördüğünüz çalışmanın ürünü olan dört farklı senaryodan bir kesit görebilirsiniz.

Geniş hatları ile tarif etmeye çalıştığım senaryo analizi gücünü kollektif, sistematik ve tümevarımsal düşünce sistemi ile bağlı bulunduğu temel prensiplerinden alır ve karşı karşıya kalınabilecek olumsuz senaryolara karşı riski yönetme imkanı verir. Senaryo analizi bugün, kamu kurumlarından, danışmanlık hizmetleri sunan ticari şirketlere, askeri organizasyonlardan sivil toplum kuruluşlarına kadar geniş bir yelpazede kullanılmaktadır.
**Bunun dışında, süreç boyunca senaryoların tutarlılıklarının doğrulanması ve kapsamının geliştirilmesi için kullanılan ve üzerinde çalışılan odak konuya ait (organizasyon, ülke vb.) haiz yetkinliklerin/kaynakların tespit çalışması bulunsa da; yazımın kapsamı gereği burada belirtmedim.
Referanslar
Cairns G., Wright G. (2018) Working with Scenarios: Introducing the Basic Method. In: Scenario Thinking. Palgrave Macmillan.
Krys, C. (2013). Scenario-based strategic planning: Developing strategies in an uncertain world. B. Schwenker, & T. Wulf (Eds.). Springer Science & Business Media.
Wright, G., & Cairns, G. (2011). Scenario Thinking. Palgrave Macmillan.
Peki Ya Nepotizm…
Teşekkürler,
Kaleminize ve emeğinize sağlık…
BeğenBeğen
Yorumunuz için çok teşekkür ederim! Şu şekilde cevaplamaya çalışayım:
Senaryo geliştirme prensip olarak yaratıcı düşünceyi benimser ancak kişileri kayırma veya muhtemel olayları tamamen sübjektif şekilde benimseme gibi bir durum söz konusu olabilir. Bu tip durumlara karşı literatürede “robin approach” olarak geçen süreç boyunca uyulması gereken bir kural uygulanır. Buna göre;
Katılımcıların her aşamada tartışılan tüm konular için genellikle saat yönünde bir sırayla mümkün olduğunca eşit sürelerde düşüncelerini ifade etmeleri gerekir. Bu tartışmalar bir konsensusa, çoğunluğun onayladığı fikirlere dönüşebilir veya tamamen görüş ayrılıkları ile son bulabilir ancak senaryo analizi prensipleri bunu teşvik eder. Tam bu noktada sorunuzla alakalı bahsedilen bir ipucu şöyle;
“Eğer saat yönünde ilerleyen bir söz hakkı sırasında ilk konuşacak olan katılımcı diğerlerine nazaran dominant bir kişi ise; konu ile ilgili konuşma hakkı saat yönünün tersi bir sıralama ile verilmeli ki daha az baskın olan katılımcıların özgün ilk fikirleri ortaya çıkabilsin.”
Bunun yanında çalışmayı yürütecek kişilerin süreç boyunca katılım sağlamalarının ve çalışmayı yaptıran organizasyonun konu ve süreç hakkında bilgi sahibi katılımcılar seçiminin önemli olacağını düşünüyorum
BeğenLiked by 1 kişi
Geç oldu biraz ama çok teşekkür ederim.
BeğenBeğen
Geri bildirim: Gelişen Antimikrobiyal Direnç ve Bizimle İlgisi – güneş doğar